ÖZBEKİSTAN
Hemid Alimcan (Hamid Olimjon)
Ovalari gezerken yaya,
Bir ince his çıktı ortaya.
Çiçeklenen filizli bağın,
Öpüyordum vatan toprağın.
Dinleyerek türlü hikaye,
Büyümüştü şairde gaye.
Geçtim şarkı söyleyip ırmak,
Masallara çok tuttum kulak.
Dinlesem de hepsini, ama
Bulamazdım benzerin asla.
***
Benzeri yok bu güzel bostan,
Destanlarda bitmiş gülistan –
Özbekistan diye adlanır,
Sevgiyle onu herkes anır.
Çok güzeldir sanki genç gelin,
İki nehir yıkar saçların.
Karlı dağlar durur başında,
Gül vadiler güler yanında.
Civarlara halılar yayar,
Asla yoktur böyle ilkbahar.
Dağlardaki kırmızı lale
Olup sanki yakut piyale ,
Çeşmelerden iletecek su,
Halk gözünden gidecek uyku.
Tarlalarda başlanır hayat,
Başlanacak çalışma, icat.
Günaşırı büyüyüp pamuk,
Ağaçta gül bitecek çabuk.
Elma çiçekleri kaybolur,
Meyvesindan dalı bükülür.
Şehirlerde çalışarak il,
Adamlarla dolu Tekstil,
Buralarda genç ve ihtiyar,
Hepsi mutlu, hepsi bahtiyar.
Amuyla Sır suyunu içip,
Son Zerafşan nehrini geçip,
Biniciler vardır bu yurtta,
Bahar anı sel sedasında
Atlar sesi – şarkıları var,
Şöyle büyük, güzel bu diyar.
Tarlasında büyümez diken,
Bozkır bilmez yılan ne iken.
Kuş uçarsa yanmaz kanadı,
Ya kimsenin kurumaz zatı.
Susamaz hiç bir yolcu zaten,
Acılarda yoktur baş kesen.
Basmayacak kulübeleri kum,
Bebekleri yutmaz aç ölüm.
İnsana baht ve mutluluk yar,
Bu böyle çok acayip diyar.
***
Burada bülbül kitap okur,
Burada kurt ipekler dokur,
Arıları bal getirir, bal,
Bulabilir kuşlar da ikbal,
Burada kar altındaki kış
İlkbahara söyler çok alkış.
Güzellikle zengin bu vatan,
Ay aynadır ona sıradan.
Paramparça ot olup hergün
Pamuk için çalışıyor gün.
Açacaktır cesurlar kanal,
Gazel yazar şairler helal,
Şarkıcılar söylüyor şarkı,
Ninninin yok şarkıdan farkı.
Çalışıyor her genç bahtiyar,
Konuk bekler evde ihtiyar.
***
Şöyle diyar daim var olsun,
Şöyle diyar halka yar olsun.
Sağlim olsun hep yoldaşları,
Sağlim olsun arkadaşları.
***
Şeftalili bağlari gördum,
Gül büyümüş dağlari gördum.
Öptum, ağırladım ve izaz
Ettim – toprak oldu bembeyaz.
Ovalari gezerken yaya,
Bir ince his çıktı ortaya...
1939
Özbekçeden Mensur Cumayev (Mansur Jumayev) türkçeye çevirdi
Hemid Alimcan (Hamid Olimjon)
Ovalari gezerken yaya,
Bir ince his çıktı ortaya.
Çiçeklenen filizli bağın,
Öpüyordum vatan toprağın.
Dinleyerek türlü hikaye,
Büyümüştü şairde gaye.
Geçtim şarkı söyleyip ırmak,
Masallara çok tuttum kulak.
Dinlesem de hepsini, ama
Bulamazdım benzerin asla.
***
Benzeri yok bu güzel bostan,
Destanlarda bitmiş gülistan –
Özbekistan diye adlanır,
Sevgiyle onu herkes anır.
Çok güzeldir sanki genç gelin,
İki nehir yıkar saçların.
Karlı dağlar durur başında,
Gül vadiler güler yanında.
Civarlara halılar yayar,
Asla yoktur böyle ilkbahar.
Dağlardaki kırmızı lale
Olup sanki yakut piyale ,
Çeşmelerden iletecek su,
Halk gözünden gidecek uyku.
Tarlalarda başlanır hayat,
Başlanacak çalışma, icat.
Günaşırı büyüyüp pamuk,
Ağaçta gül bitecek çabuk.
Elma çiçekleri kaybolur,
Meyvesindan dalı bükülür.
Şehirlerde çalışarak il,
Adamlarla dolu Tekstil,
Buralarda genç ve ihtiyar,
Hepsi mutlu, hepsi bahtiyar.
Amuyla Sır suyunu içip,
Son Zerafşan nehrini geçip,
Biniciler vardır bu yurtta,
Bahar anı sel sedasında
Atlar sesi – şarkıları var,
Şöyle büyük, güzel bu diyar.
Tarlasında büyümez diken,
Bozkır bilmez yılan ne iken.
Kuş uçarsa yanmaz kanadı,
Ya kimsenin kurumaz zatı.
Susamaz hiç bir yolcu zaten,
Acılarda yoktur baş kesen.
Basmayacak kulübeleri kum,
Bebekleri yutmaz aç ölüm.
İnsana baht ve mutluluk yar,
Bu böyle çok acayip diyar.
***
Burada bülbül kitap okur,
Burada kurt ipekler dokur,
Arıları bal getirir, bal,
Bulabilir kuşlar da ikbal,
Burada kar altındaki kış
İlkbahara söyler çok alkış.
Güzellikle zengin bu vatan,
Ay aynadır ona sıradan.
Paramparça ot olup hergün
Pamuk için çalışıyor gün.
Açacaktır cesurlar kanal,
Gazel yazar şairler helal,
Şarkıcılar söylüyor şarkı,
Ninninin yok şarkıdan farkı.
Çalışıyor her genç bahtiyar,
Konuk bekler evde ihtiyar.
***
Şöyle diyar daim var olsun,
Şöyle diyar halka yar olsun.
Sağlim olsun hep yoldaşları,
Sağlim olsun arkadaşları.
***
Şeftalili bağlari gördum,
Gül büyümüş dağlari gördum.
Öptum, ağırladım ve izaz
Ettim – toprak oldu bembeyaz.
Ovalari gezerken yaya,
Bir ince his çıktı ortaya...
1939
Özbekçeden Mensur Cumayev (Mansur Jumayev) türkçeye çevirdi