Forward from: Türkçe ile TYS
#Okuma 📖
KOMŞULUK ÖLÜYOR
Ünlü sinema aktörü William Holden, başını mermer masanın köşesine çarpıp kan kaybından ölmüş de üç gün kimsenin haberi olmamış. Gazetedeki bir habere göre bir emekli tek başına evinde ölmüş ve tam üç yıl komşuları bunu fark etmemiş.
Arkadaşım Celal Sılay, Şişli’deki odasında tek başına yaşıyordu. Randevusuna gelmediği için merak edip kapısını polis ile açtırdık ve içeri girdiğimizde şairimizin ölüsüyle karşılaştık.
Dünyada artık insanlar tek başına. Dostluk, komşuluk, ilgi, vefa, yardım duygusu kalmadı. Kimsenin kimseyle ilgilenmek için vakti yok.
Yurt dışındaki işçilerimizin en büyük şikâyeti komşusuzluk. Oysaki onlar köylerinde, başı sıkışınca komşusuna başvurmaya, ona dert yanmaya, komşusunun ona ihtiyacı olduğunda bir sıcak çorba yapıp duasını almaya alışmış. Bir işçi şöyle yakınıyor: “Oturduğumuz apartmanda tam on iki daire var. Henüz komşularımızın hiç biriyle tanışmadık. Kapıda bazı gölgelerle karşılaşıyoruz, soğuk bir şekilde selamlaşıyoruz.
Dünyanın her yerinde dostluk, komşuluk gittikce azalıyor. İnsanoğlu, teknolojiyle birlikte hem duygularını yitiriyor hem de insanlık değerlerini kirletiyor. Böylece komşuluk müessesesi de eski romantik bir duygu olarak geçmişte kalıyor.
Oysa geçmiş, komşuluk müessesesini övüyordu. Latin şair Horace ”Komşunun evi yanarsa seninki de sağlam kalmaz.” demiştir. Bir Türk atasözü ise “Ev alma, komşu al.” der. Şimdilerde insanlar komşuluğu inkâr edip kendileri için yaşıyorlar.
Yaşadıkları sürece para kazanmaktan başka bir şey düşünmüyorlar ama para kazandıktan sonra “Bunun hiçbir değeri yokmuş.” diye düşünecekler. O gün çok da uzak değil.
komşuluk - qo'shnichilik
mermer - marmar
köşe - burchak
çarpmak - urib olmoq
gölge - soya
övmek - maqtamoq
müessese - muassasa, tashkilot
KOMŞULUK ÖLÜYOR
Ünlü sinema aktörü William Holden, başını mermer masanın köşesine çarpıp kan kaybından ölmüş de üç gün kimsenin haberi olmamış. Gazetedeki bir habere göre bir emekli tek başına evinde ölmüş ve tam üç yıl komşuları bunu fark etmemiş.
Arkadaşım Celal Sılay, Şişli’deki odasında tek başına yaşıyordu. Randevusuna gelmediği için merak edip kapısını polis ile açtırdık ve içeri girdiğimizde şairimizin ölüsüyle karşılaştık.
Dünyada artık insanlar tek başına. Dostluk, komşuluk, ilgi, vefa, yardım duygusu kalmadı. Kimsenin kimseyle ilgilenmek için vakti yok.
Yurt dışındaki işçilerimizin en büyük şikâyeti komşusuzluk. Oysaki onlar köylerinde, başı sıkışınca komşusuna başvurmaya, ona dert yanmaya, komşusunun ona ihtiyacı olduğunda bir sıcak çorba yapıp duasını almaya alışmış. Bir işçi şöyle yakınıyor: “Oturduğumuz apartmanda tam on iki daire var. Henüz komşularımızın hiç biriyle tanışmadık. Kapıda bazı gölgelerle karşılaşıyoruz, soğuk bir şekilde selamlaşıyoruz.
Dünyanın her yerinde dostluk, komşuluk gittikce azalıyor. İnsanoğlu, teknolojiyle birlikte hem duygularını yitiriyor hem de insanlık değerlerini kirletiyor. Böylece komşuluk müessesesi de eski romantik bir duygu olarak geçmişte kalıyor.
Oysa geçmiş, komşuluk müessesesini övüyordu. Latin şair Horace ”Komşunun evi yanarsa seninki de sağlam kalmaz.” demiştir. Bir Türk atasözü ise “Ev alma, komşu al.” der. Şimdilerde insanlar komşuluğu inkâr edip kendileri için yaşıyorlar.
Yaşadıkları sürece para kazanmaktan başka bir şey düşünmüyorlar ama para kazandıktan sonra “Bunun hiçbir değeri yokmuş.” diye düşünecekler. O gün çok da uzak değil.
komşuluk - qo'shnichilik
mermer - marmar
köşe - burchak
çarpmak - urib olmoq
gölge - soya
övmek - maqtamoq
müessese - muassasa, tashkilot