GÖRÜŞ AÇISI / A. Averchenko . . .
Gülümseyerek "Erkekler çok komik" dedi. Bunun kabahat mi, yoksa övme mi
belirttiğini anlamadığım için, "Gerçekten doğru" diye cevap verdim.
"Kocam tam bir Othello! Bazen onunla evlendiğime üzülüyorum."
Anlamayarak baktım. "Açıklamandan . . ." diye söze başlayacak oldum. "Ha,
senin duymadığını unutmuştum" diye sözüne devam etti. "Üç hafta kadar
önce kocamla alandan geçip eve yürüyordum. Bana çok yakışan siyah bir
şapkam vardı ve yürümekten yanaklarım pembeleşmişti. Bir ışığın altından
geçerken, esmer bir adam bana baktı ve aniden kocamı kolundan tuttu."
"Ateşinizi verebilir misiniz?" dedi. Alexander kolunu çekti, eğildi ve şimşek
gibi bir hızla yerden aldığı tuğla ile adamın kafasına vurdu. Adam yere yığıldı.
Korkunç bir şey!"
"Kocanı ansızın ne gibi bir şey öyle kıskanç yaptı?"
Omuzlarını silkti. "Söyledim ya, erkekler komik."
"Hoşça kal," deyip çıktım, köşede kocasıyla karşılaştım.
"Merhaba," dedim; "İnsanların kafalarını kırmaya başladığını duydum."
Gülmeye başladı. "Anlaşıldı, karımla konuştun. Çok şanslıydım. O tuğla hemen elime geldi. Yoksa bir düşün: Cebimde bin beş yüz ruble vardı ve karım elmas küpelerini takmıştı."
"Seni soymak istediğini mi zannettin?"
"Karanlık bir köşede adamın biri sana yanaşıyor. Daha ne beklersin?" Şaşkın,
ondan ayrıldım ve yürümeye devam ettim.
"Sana bugün yetişmek imkansız," diye bir ses duyup döndüm baktım ve üç
haftadır görmediğim bir arkadaşımı gördüm: "Aman Tanrım! Senin başına ne
geldi?"
Hafifçe gülümsedi. "Birtakım delilerin başıboş dolandığından haberin var mı?
Üç hafta önce biri bana saldırdı. Hastaneden bugün çıktım."
Ani bir ilgiyle sordum: "Üç hafta önce mi? Alanda mı duruyordun?"
"Evet. Çok saçma bir şey. Alanda oturuyordum, canım çok sigara içmek isti
yordu. Kibrit yok. On dakika filan sonra, bir bey yanında yaşlı bir kadınla
sigara içerek geliyordu. Yanına gittim, koluna dokundum ve en kibar tavrımla,
"Ateşinizi verebilir misiniz?" diye sordum. Sonra ne oldu düşünebiliyor mu
sun? Deli yere eğildi, bir şeyi kaptı, bir dakika sonra ben kafam kanar halde,
kendimden geçmiş, yerde yatıyordum. Herhalde gazetede okudun?"
Ona baktım ve içtenlikle sordum: "Gerçekten bir deliyle karşılaştığına inanıyor
musun?"
"Eminim."
Bir saat sonra kent gazetesinin eski sayılarını merakla karıştırıyordum. En
sonunda aradığımı buldum, kaza sütununda kısa bir not:
İçkinin etkisi altında
Dün sabah, alanın bekçileri, bir bankın üzerinde kimliğinden iyi bir aileden
olduğu anlaşılan bir genç adam bulmuştur. Aşırı içkili olmanın sonucunda,
yere düşüp kafasını yakındaki tuğlaya vurarak yaralandığına inanılmaktadır.
Haşarı gencin ana-babasının üzüntüsü derin olmalı . . .